Ağız hijyeni rutininizi geliştirmeye başlamak için bazı basit önerileri öğrenin.
Diş Beyazlatma işlemlerinden klinikte yapılan mı evde yapılan mı, hangisi daha iyidir?
Ev ya da ofis tipinden hangisinin size uygun olacağını diş hekiminizin karar vermesi gerekir. Bazı hastalarda kombine kullanımda olabilir. Birbirlerine üstünlükleri aslında yoktur . Fakat zaman ve uygulama, konsantrasyonları ve kullanım süreleridir. Klinik tipinde özel ısı ve ışık kaynakları kullanılır ve etki mekanizmasını çok arttırılabilir.Plak kullanılarak evde uygulanan sistemle ise klinikte geçireceğiniz zamanın azaltılması mümkündür.yani kısacası hangi sistemin tercih edileceğini diş hekiminin yönlendirmesinde hastaların tercihine bırakılarak yapılmaktadır.Dişler Neden Renklenir ,
En çok dış etmenlerden dolayı kaybederler. İlk olarak sigara ,nargile veya puro gibi tütün mamullerinin boyayıcı etkisi ile dişler renklerini kalıcı olarak kaybederler. İlk etapta dişlerin üzerinde lekelenmeler oluşmaktadır. Bu lekelenmeler diş temizliği ile çıkar ama her bir nefeste dişlerin ana renginde de ciddi bir değişiklik olur. Dişler, diş hekimi tarafından temizlense de dişlerin ana renginde zamanla bir renkleşme olur. Çünkü bu duman etkisi, dişin iç tabakalarına kadar ulaşır. çay, kahve, meyve suları, gazlı içecekler ve renkli alkollü içecekler.Ayrıca aşırı florürlü içme suları Bu tür içeceklerin ciddi bir boyayıcı etkisi vardır. Bazıları doğal boyalar bazıları ise kimyasal boyalardan oluşur. Standart olarak önce dişin dış yüzeyinde lekelenmeler başlar daha sonra ise iç yüzeylere ilerler. Yine diş temizlikleriyle ancak dış yüzeyler temizlenebilir. Zaman ile dişin ana rengi değişir. Ağızdan alınan ilaç, pastil veya ağız suları da dişlerin rengini değiştirip sarartabilirler. Özellikle demir ilaçları ve renkli pastiller de bu çok görülür. Uzun süre kullanımlarında kalıcı renk değişiklikleri olabilir. Yukarda belirtilen tüm maddelerde düzenli diş temizlikleri önermekteyiz. Diş temizlikleri düzenli yapılmazsa diş yüzeyindeki lekelenmeler çok hızlı bir şekilde içeriye nufüs ederler. Dişin yüzeyinde darbe veya ısı farklarına bağlı çatlaklar, dişe dışarıdan gelen herhangi bir darbe dişin yüzeyindeki mine tabakasını çatlatabilir. Ayrıca yeme-içme esnasında bir anda sıcaktan soğuğa ani geçişlerde diş yüzeyinde çatlak oluşabilir. Bu durumlarda zaman içinde dişin rengi değişir ve sararmalar başlar. Yukarıda belirtilen tüm renklenmeler için beyazlatma işlemi yapılabilir. Diş beyazlatma işlemleriyle dişlerin rengi 2-4 ton arasında açılır. Tüm renklenmeler de bu işlem çok fayda sağlar. Beyazlatmada ki hedef dişin iç renklenmesidir. İç renklenme bu sayede çözülür. Diş temizliğinde ki hedef ise dış renklenmedir.
Ağız gargara yararlı mıdır?
Ağız bakımı önemlidir . Bunların en önemlisi mekanik fırçalamadır .tabiki fırçalama sırasında her kısıma tam olarak ulaşılamaz bu sebeple yardımcı öğe olarak diş ipleri ve ağız bakım suları kullanılır . Bu sebeple gargaralar tek başlarına ağız bakımı yapar diye algı oluşmamalıdır.Mutlaka mekanik fırçalama yapılmalıdır.Florürlü Vernik Uygulaması
Flor diş çürüğünü azaltmak konusunda önemli etkinliğe sahip doğal bir elementtir. Topikal (diş macunu, gargara, vernik, jel) ya da sistemik (flor takviyesi, florlu sular ve tuzlar) olarak kullanılabilir. Günümüzde topikal uygulamaların florun koruyucu etkisinden yaralanmak için daha uygun olduğu bilinmektedir. Topikal uygulamalar günde iki kez çocuğun dişlerinin gözetim altında fırçalanmasıyla birleştirildiğinde daha da etkili olmaktadır. Florürlü vernik, etkin miktarda flor içermesi ve yutma riskinin az olması gibi nedenlerden dolayı, günümüzde, çocuklarda en çok kullanılan ve güvenilir olan topikal florür materyalidir. Demineralizasyonu engeller ve diş minesinin yeniden mineralizasyonu sağlar. Böylece diş çürümesinin ilk safhasını önler veya tersine çevirir. Rutin olarak yılda 2 kez uygulanması önerilir. Çürük riski yüksek bireylerde yılda 4 kez uygulanabilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) diş çürüğünün azaltılabilmesi için flor uygulamalarını önermektedir. Uluslararası güvenilirliği olan Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi (CDC), profesyonel olarak uygulanan florürlü verniklerin, 6 yaşından küçük çocuklarda dahi dental florozis için risk faktörü olduğunu gösteren bilimsel kanıt olmadığını bildirmiştir. Yine, konu hakkında kanıta dayalı çalışmalar incelendiğinde; 3 yaş altında, yüksek dozda sistemik alım olmadıkça florozis riskinin olmadığı görülmektedir. Amerikan Pediatrik Dişhekimleri Birliği (AAPD-American Academy of Pediatric Dentistry) ve Avrupa Pediatrik Diş hekimleri Birliği (EAPD-European Academy of Paediatric Dentistry) topikal flor uygulamasının diş çürüğünü azaltmakta etkili olduğunu bildirmektedir. İncelenen çok sayıda bilimsel yayında da florürlü vernik uygulaması diş sağlığının korunması için önerilmektedir. Türk Dişhekimleri Birliği ve Türk Pedodonti Derneği’nin görüşleri de bu yöndedir. Tüm bu bilimsel veriler ışığında “Koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Bilimsel Danışma Komisyonu” tarafından yapılan değerlendirmede, florürlü vernik uygulamasının, gerek 60 ay ve üzeri çocuklarda yapılması, gerekse az miktarda kullanılan florürlü verniğin, tükürükle temas ettiğinde diş yüzeyinde kısa sürede sertleşmesinden dolayı yutma riskinin az olması ve yılda iki kez lokal olarak yapılan bu uygulama ile sürekli bir sistemik alımın ve dental florozis riskinin söz konusu olmaması nedenleriyle herhangi bir sağlık riski oluşturmayacağı ve güvenle kullanılabileceği sonuçlarına varılmıştır. 60 ay ve üzeri çocuklara uygulanacak florürlü verniğin, çeşme suyundaki flor iyon konsantrasyonunun yüksek olduğu yerlerde dahi güvenle kullanılabileceği değerlendirilmiştir. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü “Koruyucu Ağız ve Diş Sağlığı Programı”(KADS) kapsamında, okullarda 60 ayını doldurmuş anasınıfı, ilkokul 1.,2.,3. ve 4. sınıf öğrencilerine her eğitim öğretim yılında yılda iki defa florürlü vernik uygulanmaktadır.Yetişkinlerde Diş Fırçalama Teknikleri
Doğru diş fırçalama en az iki dakika yani tam 120 saniye sürse de çoğu yetişkin dişlerini bu kadar süre fırçalamaz. En az iki dakika fırçaladığınızdan emin olmanız için zaman tutabilirsiniz. Dişlerinizi doğru bir şekilde fırçalamak için kısa ve nazik hareketlerle fırçalayın, dişeti çizgisine özel önem gösterin ve dişlerin arka kısımlarına, bilhassa dolgu, kuron ve diğer restorasyonların çevresindeki alanlara ulaşmaya dikkat edin. Doğru fırçalama için aşağıdaki maddeleri sırayla uygulayabilirsiniz.- Ellerinizi yıkayınız.
- Ağzı bol su ile çalkalayınız.
- Kuru diş fırçası üzerine, bezelye-nohut büyüklüğündeki diş macununu yayarak sürünüz.
- Diş fırçasını uygun şekilde başparmağın desteği ile tutunuz.
- Diş fırçasını, üst çene arka dişlerinin yanağa bakan dış yüzeyine, diş ile dişetinin birleştiği yere 45 derece açı ile yerleştiriniz.
- Kısa ve nazik hareketlerle dişetinden dişe doğru,her bir diş üzerinden 8-10 kez geçecek şekilde süpürür gibi bilekten döndürme hareketi ile fırçalayınız.
- Aynı yöntem ile üst çene dişlerinin damağa bakan iç yüzlerini fırçalayınız.
- Üst çene ön dişlerinin arka yüzeylerini, fırçayı dik tutarak fırçalamaya devam ediniz.
- Üst çene çiğneyici yüzeylerini ileri-geri hareketlerle fırçalayınız.
- Diş fırçasını, alt çene arka dişlerinin yanağa bakan dış yüzeyine, diş ile dişetinin birleştiği yere 45 derece açı ile yerleştiriniz.
- Kısa ve nazik hareketlerle dişetinden dişe doğru,her bir diş üzerinden 8-10 kez geçecek şekilde süpürür gibi bilekten döndürme hareketi ile fırçalayınız.
- Aynı yöntem ile alt çene dişlerinin dile bakan iç yüzlerini fırçalayınız.
- Alt çene ön dişlerinin arka yüzeylerini fırçayı dik tutarak fırçalayınız.
- Alt çene çiğneyici yüzeylerini ileri-geri hareketlerle fırçalayınız.
- Dil yüzeyini hafifçe ileri-geri hareketlerle fırçalayınız.
- Ağzı bol su ile çalkalayınız.
- Diş fırçasını yıkayınız ve kuruması için temiz bir kaba, diğer fırçalarla temas etmeyecek şekilde, dik olarak bırakınız.
Doğru Diş Fırçalama Nasıl Olmalıdır?
Doğru diş fırçalama en az iki dakika yani tam 120 saniye sürse de çoğu yetişkin dişlerini bu kadar süre fırçalamaz. En az iki dakika fırçaladığınızdan emin olmanız için zaman tutabilirsiniz. Dişlerinizi doğru bir şekilde fırçalamak için kısa ve nazik hareketlerle fırçalayın, dişeti çizgisine özel önem gösterin ve dişlerin arka kısımlarına, bilhassa dolgu, kuron ve diğer restorasyonların çevresindeki alanlara ulaşmaya dikkat edin. Doğru fırçalama için aşağıdaki maddeleri sırayla uygulayabilirsiniz.- Önce üst dişlerinizin daha sonra da alt dişlerinizin dış yüzeylerini fırçalayın
- Önce üst dişlerinizin daha sonra da alt dişlerinizin iç yüzeylerini
- Bütün dişlerinizin çiğneme yüzeylerini yani üst yüzeylerini temizleyin
- Daha ferah bir nefes için dilinizi de fırçalamayı unutmayın
Çocuklarda Diş Fırçalama Teknikleri
En az iki dakika fırçaladığınızdan emin olmanız için zaman tutabilirsiniz. Dişlerinizi doğru bir şekilde fırçalamak için kısa ve nazik hareketlerle fırçalayın, dişeti çizgisine özel önem gösterin ve dişlerin arka kısımlarına, bilhassa dolgu, kuron ve diğer restorasyonların çevresindeki alanlara ulaşmaya dikkat edin. Doğru fırçalama için aşağıdaki maddeleri sırayla uygulayabilirsiniz.- Çocuğunuzun ellerini yıkamasına yardımcı olunuz.
- Fırçalamaya başlamadan önce fırça tutuşunu gösteriniz.
- Kuru diş fırçası üzerine, bezelye büyüklüğünde koyduğumuz diş macununu yayarak sürünüz.
- Dişler kapalı pozisyonda iken kısa ve nazik hareketlerle, bir dişe 8-10 defa temas edilerek, sol arka dişlerden başlayarak sağa doğru tüm dişlerin ön yüzeylerini daireler çizerek fırçalamasını sağlayınız.
- Üst dişlerin damağa bakan iç yüzeylerindekırmızıdan beyaza (dişetinden dişe) doğru süpürme hareketini ve üst ön dişlerin iç taraflarında fırçayı dik tutarak dişetinden dişe doğru süpürme hareketini 8-10 defa tekrarlamasını sağlayınız.
- Sağ ve sol üst çenedeki dişlerin çiğneyici ve ısırma yüzeylerini ileri-geri hareketlerle fırçalamasını sağlayınız.
- Alt dişlerin dile bakan iç yüzeylerinde kırmızıdan beyaza (dişetinden dişe) doğru süpürme hareketini ve alt ön dişlerin iç taraflarında fırçayı dik tutarak diş etinden dişe doğru süpürme hareketini 8-10 defa tekrarlamasını sağlayınız.
- Sağ ve sol alt çenedeki dişlerin çiğneyici ve ısırma yüzeylerini ileri-geri hareketlerle fırçalamasını sağlayınız.
- Dil yüzeyini arkadan öne doğru fırçalatın ve ağzı 2-3 kez bol su ile çalkalamasını sağlayınız.
- Diş fırçasını yıkama ve kuruması için temiz bir kaba, diğer fırçalarla temas etmeyecek şekilde, dik olarak bırakılmasını sağlayınız.
Diş bakımının olmazsa olmaz 3 kuralı
Diş Hekimi Pertev Kökdemir, ağız hijyeni için şu 3 adımın çok önemli olduğunu söylüyor: Doğru diş fırçası seçimi, doğru diş macunu seçimi ve doğru diş fırçalama tekniklerinin uygulanması. Diş Hekimi Pertev Kökdemir, ağız ve diş sağlığı için olmazsa olmaz 3 kuralı anlattıÇOCUĞUNUZA BÜYÜK FIRÇA ALMAYIN
1- Doğru diş fırçası seçmek Doğru diş fırçası seçebilmek, ağız hijyenini korumada en önemli adımdır. Günümüzde marketler rengarenk diş fırçalarıyla dolu ve her marka en güzel özellikleri bir araya getirmeye çalışıyor. Ancak bir yetişkin diş fırçası ile bir çocuk diş fırçasının büyüklüğünde farklılık olduğu için dikkatli olunmalıdır. Bir çocuk, süt dişlerinin boyutu nedeniyle bir yetişkin diş fırçasına sahip olmamalıdır. Yetişkin diş fırçaları asimetrik fırçalar olarak sınıflandırılabilir. Şarjlı diş fırçaları, yeterli basınç ve vuruş ile kullanıldığında iyi çalışır. Bu otomatik fırçaları, uygun temizliği sorunsuz şekilde sağladıkları için kolayca kullanabilirsiniz. Şarjlı otomatik diş fırçaları, aslında özel ihtiyaçları olan ya da sınırlı el becerisi olan insanlar için bir nimettir. Uygun tekniklerle kullanılan manuel fırçalarda ise, esnek boyunlu yumuşak kıllı diş fırçalarına odaklanılmalıdır.HASSASİYETİ AZALTAN MACUN TERCİH EDİN
2- Doğru diş macunu seçimi Diş Hekimi Pertev Kökdemir, doğru diş macunu seçmenin tüyolarını verdi: 1. Ağız hijyeninin etkin şekilde sağlanması için doğru diş macununun doğru şekilde kullanılması gereklidir. 2. Hassasiyet önleyici diş macunları; insanların soğuk, sıcak, asitli veya tatlı bir şeyler yerken yaşadıkları acı veren hassasiyetin azaltılmasına yardımcı olur. 3. Diş beyazlatıcı diş macunları, bir diş hekiminin gözetimi altında kullanılmalı ve duyarlılık gelişirse, florlu diş macunu ile birleştirilmelidir. 4. Herkesin ağız ve diş yapısı farklıdır, insanlar kendi ihtiyaçları doğrultusunda diş macunu seçmelidir. 5. Özellikle çocukların kullanması gereken diş macunu miktarı bezelye büyüklüğünde olmalıdır. Macun fazlalığını yutmamaları için birlikte diş fırçalamak veya dişlerini fırçalarken yanlarında olmak önemlidir.YIPRANMIŞ FIRÇAYI HEMEN ATIN!
3- Doğru teknik: Fırçalarken acele etmemek Diş Hekimi Pertev Kökdemir, en doğru tekniğin acele etmemek ve fırçanın değmediği yer bırakmamak olduğunu söylüyor ve fırçalama tekniklerini anlatıyor: 1. Diş fırçasının diş etlerine 45 derecelik bir açıda tutulması gerekir. Fırçanın kısa dairesel vuruşlarla ileri ve geri hareket ettirilmesiyle fırçalama iki dakika süreyle günde iki kez yapılmalıdır. 2. Dış yüzeyleri, iç yüzeyleri ve dişlerin çiğneme yüzeylerini fırçalayın. 3. Ön dişlerin iç yüzeylerini temizlemek için, fırçayı dikey olarak eğin ve birkaç yukarı ve aşağı vuruş yapın. 4. Diş fırçanızı üç veya dört ayda bir ya da kıllar yıpranmışsa daha erken değiştirin. Yıpranmış bir diş fırçası dişlerinizi temizlemekten ziyade zarar vermeye başlar. 5. Diş fırçasını mümkünse dik bir konumda saklayın ve tekrar kullanana kadar havayla kurumasını bekleyin. Ancak klozetten de uzak tutmayı unutmayın!Diş sağlığı ile ilgili doğru bilinen 8 yanlış
Bebeklik döneminden itibaren çocukların diş sağlığına özen göstermek çok önemli. Aksi halde gelişen diş çürükleri ve erken diş kaybı gibi nedenlerden dolayı çocukta yetersiz beslenme, estetik kaygılar yüzünden psikolojik sorunlar ve konuşma bozuklukları gibi önemli problemler gelişebiliyor. Parmak emme, biberon, emzik kullanımı, ağız solunumu, atipik yutkunma (dilin yutkunma sırasında alt veya üst ön dişlerin arasına sokulması) gibi alışkanlıklar da tedavi edilmediklerinde çene ile yüz gelişimi olumsuz etkilenebiliyor. Üstelik çocukluk çağında başlayan diş problemleri ihmal edildiklerinde ileriki yaşlarda artarak devam ediyor. İşte bu yüzden çocuğun diş sağlığı için düzenli olarak diş muayenesinden geçmesi ve dişlerin çürümesini önlemek için gerekli tedbirlerin alınması şart. Ancak çocukların diş sağlığıyla ilgili kulaktan kulağa yayılan hatalı bilgiler hem hatalı alışkanlıkların sürdürülmesine hem de diş hekimine geç başvurulmasına yol açarak çocuğun diş sağlığını ciddi boyutlarda tehdit edebiliyor. Acıbadem International Hastanesi Pedodonti Uzmanı Dr. Ceren Güney Tolgay, çocuklarda diş sağlığıyla ilgili doğru sanılan yanlışları anlattı, önemli bilgiler verdi. Yanlış: Süt dişleri dökülecekleri için tedavi edilmelerine gerek yok Doğrusu: Süt dişleri çiğneme, konuşma ve estetik fonksiyonlarının yanı sıra düşme zamanına kadar kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için koruyor ve böylece doğal bir “yer tutucu” görevi görüyorlar. Tedavisinde geç kalınan süt dişlerinin düşme zamanından önce kaybedilmesi durumunda, kalıcı dişlerin çıkmasında problemler yaşanabiliyor ve çapraşıklık oluşabiliyor. Erken kaybedilen süt dişleri nedeniyle beslenme ve konuşma bozuklukları görülebiliyor. Bunun yanı sıra süt dişlerindeki çürük kaynaklı ağrı ve şişlik gibi problemler, çocuğun yaşam kalitesi ile okul başarısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Yanlış: Çocuğum şeker, çikolata yemiyor, dişleri çürümez Doğrusu: Günlük hayatımızda tükettiğimiz ekmek ile makarna gibi karbonhidrat içeren ve özellikle diş yüzeyine yapışma oranı yüksek olan besinler de diş çürüğü gelişimine sebep olabiliyor. Bu nedenle çocuğunuz şekerli abur cuburları hiç tüketmese bile diş çürüğü açısından risk taşımadığı anlamına gelmiyor. Yanlış: Bebeğimin süt dişleri henüz tamamlanmadı, fırçalamaya gerek yok Doğrusu: Bebeklerde ağızda ilk dişin çıkmasıyla birlikte diş çürükleri oluşabiliyor. Hem anne sütü hem de inek sütü, şeker (laktoz) içeriyor. Uyku sırasında ağızda tükürük akışının da azalmasıyla birlikte, gece beslenmesiyle alınan süt ağızda birikerek bakterilerin çoğalması ve diş çürüğü oluşumu için uygun ortam yaratıyor. Pedodonti Uzmanı Dr. Ceren Güney Tolgayerken çocukluk çağı çürükleri ya da diğer adıyla biberon çürüklerinin, bebeklik döneminde özellikle gece beslenmesine bağlı olarak, genellikle üst kesici dişlerde başlayan ve çok hızlı ilerleyen yaygın bir çürük tipini oluşturduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu nedenle bebeklerde ağızda ilk dişin görülmesiyle birlikte annenin parmağına takılabilen “parmak fırçaları” ya da 0-3 yaş fırçalarıyla dişler temizlenmeye başlanmalı. 3 yaşına kadar flor içermeyen diş macunları diş fırçasına sürüntü şeklinde uygulanarak, 3 yaşından itibaren, çocuğun tükürmeyi de öğrenmesiyle birlikte florlu diş macunlarıyla günde 2 kez fırçalanmalı” Yanlış: Sallanmaya başlayan süt dişlerine dokunursak kalıcı dişi yamuk çıkar Doğrusu: Çocuklarda ortalama 6 yaş civarında süt dişlerinin düşerek kalıcı dişlerin çıkmaya başladığı “karışık dişlenme dönemi” oluşuyor. Genellikle ilk olarak alt ön dişlerin sallanmasıyla fark ediliyor. Bu aşamada, çocuğun sallanmaya başlayan dişi yavaş yavaş parmağı ve diliyle oynatarak ve elma, salatalık gibi sert besinleri ısırarak, dişini kendiliğinden düşürmeye çalışılması teşvik edilmeli. Bu fizyolojik bir süreçtir ve sallanan dişe hafifçe dokunmak kalıcı dişe herhangi bir zarar vermiyor. Bazen süt dişi henüz düşmeden, kalıcı diş süt dişinin arkasından çıkmaya başlayabiliyor. Bu durumda süt dişi kendiliğinden düşemeyecek gibiyse, bir diş hekimi tarafından çekilmesi gerekebiliyor. Yanlış: Çocuklar ilk diş muayenelerine dişi ağrıyınca götürülmeli Doğrusu: Amerikan Pediatrik Diş Hekimliği Akademisi (AAPD) tarafından ilk diş muayenesinin en geç 1 yaşından itibaren yapılması öneriliyor. Böylece bebeğin diş gelişimi yakından takip edilebiliyor ve ebeveynlerin beslenme ile ağız hijyeni konusunda bilgilendirilmeleri sağlanabiliyor. Pedodonti Uzmanı Dr. Ceren Güney Tolgay 6 ayda bir yapılacak düzenli kontroller sayesinde süt dişlerinde görülen erken çocukluk çağı çürüklerinin önlenebildiğini söylüyor. Yanlış: Süt dişine kanal tedavisi yapılmaz, kalıcı dişe zarar verir Doğrusu: Süt dişinin tedavi edilerek ağızda tutulması, hem çiğneme fonksiyonunun devam etmesi hem de ileride o bölgeden çıkacak olan kalıcı dişin yerinin korunması açısından önem taşıyor.Süt dişlerinde oluşan bir çürük kalıcı dişlere göre daha hızlı ilerleyerek dişin sinirlerinin olduğu bölgeye ulaşabiliyor ve ağrı, şişlik gibi sorunların oluşmasına neden olabiliyor. Bu gibi durumlarda dolgu yeterli olmuyor ve dişe kanal tedavisi yapılması gerekiyor. Süt dişine yapılan kanal tedavisi sadece o dişin sinirleri ve köküne yapılan bir tedavi. Kemiğin içinde gelişmekte olan kalıcı diş ile süt dişinin kökleri arasında herhangi bir bağlantı mevcut değil. Bu nedenle kalıcı dişe zarar vermiyor. Yanlış: Diş çürüğü bulaşıcı değildir Doğrusu: Diş çürüğü yapan mikroorganizmalar tükürükle bulaşabiliyor. Özellikle anne-baba tarafından bebeğin dudaktan öpülmesi ya da bebeklerini beslerken verilen çatal, kaşık, biberon gibi malzemelerin sıcaklığını kontrol etmek veya kirlenen emzikleri temizlemek gibi nedenlerle kendi ağızlarına sokulması sonucu çürük bakterileri bebeğe geçebiliyor. Yanlış: Çocuklarda diş ipi kullanmaya gerek yok Doğrusu: Süt dişleri yapı itibariyle diş aralarında besin birikimine oldukça elverişli oluyor. Çocuklarda diş çürüklerinin sıklıkla “ara yüz bölgesi” denilen dişlerin birbirine komşu olduğu yüzeylerde besin birikimiyle başlıyor ve her iki komşu diş de aynı anda çürüyebiliyor. Pedodonti Uzmanı Dr. Ceren Güney Tolgay bu nedenle çocuklarda da gerekirse ebeveyninin de yardımıyla günde 1 kez diş ipi kullanmanın oldukça önemli olduğuna dikkat çekiyor.Diş sağlığı ile ilgili 10 yanlış bilgi
Ağız ve diş hastalıklarının vücudumuzdaki birçok rahatsızlığın habercisi olduğunu söyleyen Alanya Temel Dental Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Doktoru Fahrettin Atik diş sağlığında doğru bilinen 10 yanlışı açıkladı. Birçok hastalığın ağız ve diş sağlığına gereken özenin gösterilmemesinden kaynaklandığını ve halk arasında diş sağlığı ile ilgili pek çok yanlış uygulama ve tedbirin doğru sanıldığını belirten Alanya Temel Dental Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Doktoru Fahrettin Atik, yalnızca “diş ağrısı” olarak adlandırılan belirtilerin bile temelde bazı önemli tıbbi ve psikolojik sorunların habercisi olabileceğini söyledi Ülkemizde ağız ve diş sağlığı konusunda yeterince bilinç oluşmadığına dikkat çeken Alanya Temel Dental Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği hekimi Fahrettin Atik, “Ağız ve diş hastalıklarında meydana gelen bozukluklar; beslenme, çiğneme problemleri, tat alma, gülme, kahkaha atma, uyku ve konuşma gibi fonksiyonel işlevleri negatif yönde etkileyebilmekte. Bunlara bağlı olarak da sosyal ilişkilerde zayıflama, utangaçlık, özgüven kaybı, anksiyete ve depresyon gibi psikososyal sonuçlar ortaya çıkabilmekte” dedi. Atik, Ağız ve diş sağlığı ile ilgili doğru sanılan 10 yanlışı anlattı: 1- Sert diş fırçası kullanmak dişleri bembeyaz yapar Yanlış! Çünkü önemli olan fırçanın sertliği değil, fırçalama tekniğidir. Diş fırçası, sentetik kıldan yapılma olmalıdır. 2- Hamilikte diş kaybı olması çok normaldir, anne adayları diş kaybı yaşayabilir Yanlış! Ağız bakımlarını doğru ve düzenli yapan bir anne adayı için böyle bir durum söz konusu değildir. 3- Hamilelikte diş tedavisi yaptırmak bebek için sakıncalıdır Yanlış! Hamileliğin her döneminde aciliyet gerektiren diş tedavileri yapılabilir. 4- Çoçuk dişleri iğne ile çekilirse bir daha çıkmaz Yanlış! Burada önemli olan hangi dişin çekildiğidir, dişin iğne ya da başka bir şey ile çekilmesinin önemi yoktur. 5- Süt dişlerinin yerine daha sonra kalıcı dişler geleceğinden süt dişlerinin önemi yoktur Yanlış! Süt dişleri kapladıkları alanla kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı dişler için yer tutmaktadır. Bu nedenlerle süt dişleri çok önemlidir. 6- Bir kez diş taşı temizliği yaptırdıktan sonra her zaman yaptırmak gerekir Yanlış! Diş taşı temizliğinde diş yüzeyine ait olmayan maddeler (plak, diş taşı) temizlenir. Yani diş taşı temizliği yapılmış ya da yapılmamış olsun ağız ve diş bakımı yapılmadığı sürece diş taşlarının oluşumu kaçınılmaz. 7- Çapraşık dişler ancak küçük yaşlarda düzelebilir Yanlış! Çapraşık dişler her yaşta düzgün hale getirilebilir. Tel tedavisi her yaştan kişiye uygulanır. 8- Dişleri fırçalarken diş etlerinin kanaması normaldir Yanlış! Diş eti iltihabının en önemli belirtisidir. Vakit kaybetmeden diş hekimine başvurulması gerekmektedir. 9- Ağrıyan dişe aspirin koymak gerekir Yanlış! Dişin üzerine konulan aspirin ağrınızı dindirmediği gibi, ıstırabınızı da arttırır. Çünkü diş etinizde yara açar. 10- Ağız kokusu herkeste olur Yanlış! Diş çürükleri, diş eti hastalıkları, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, bademcik iltihaplanmaları sonucu meydana gelebilir.HAMİLELİK ve DİŞLER
Ağız ve diş sağlığının devamlılığını sağlamak için yaşam boyu etkili ve yeterli bakım gereklidir. Ancak kadınlarda ağız diş bakımı , yaşamlarının belirli bölümünü alan puberte, bebek emzirme, hamilelik, mensturasyon ve menapoz , dönemlerinde ayrıcalık göstermektedir.“Her doğumda bir diş kaybedilir” düşüncesi doğru mu?
“Hamilelik sırasında bebeğin kendisi için gerekli olan kalsiyumu annenin dişlerinden alarak annesinin dişlerinin çabuk çürümesine yol açtığı, bu nedenle hamile annelerin diş kaybına uğradığı ” düşüncesi tamamen yanlıştır. Hamilelik sırasında annenin dişlerinden kalsiyum kaybı olduğuna dair herhangi bir bilimsel kanıt yoktur. Bu dönemde bebeğin ve annenin kemiklerinin sağlıklı olabilmesi için annenin günlük 1200-1500 mg kalsiyuma gereksinimi vardır. Hamilelik döneminde kadın süt ve süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum dan zengin gıdalar alarak kalsiyum gereksinimini karşılamalıdır. Eğer gıdalarla yeterli kalsiyum sağlanamazsa bebeğin gelişimi için gerekli olan miktar annenin kemiklerinden karşılanır. Dişlerden kalsiyum çözünmesi olmaz. Eğer iyi bir beslenme ile beraber yeterli ağız diş bakımı yapılırsa hamilelik döneminde normal dönemden farklı bir diş sorunu ile karşılaşılmaz. Hamilelik sırasında beslenme hem annenin hem de bebeğin genel sağlığı ve ağız diş sağlığı için oldukça önemlidir. Hamilelikte bebeğin diş gelişimi 5. ve 6. haftalarda başlar.Ağız ve diş sağlığı açısından tüm hamilelik döneminde:
- A,C,D vitaminleri ile fosfor ve kalsiyumdan zengin temel yiyecekler alan meyvalar ve sebzeler, tahıl , süt ve mandıra ürünleri ile ile , et , balık ve yumurta dengeli olarak alınmalıdır.
- Şeker mümkün olduğu kadar alınmamalı (özellikle yemek aralarında).
- Kurutulmuş meyve ve karemel gibi yapışkan şekerli yiyeceklerden kaçınılmalıdır.
Hamilelik sırasında diş tedavisi yapılabilir mi?
- Hamileliğin ilk üç ayında bebeğin organ gelişim evresi olan ilk üç ayda etkili dental tedaviden kaçınılmalıdır.
- Tedaviler ikinci üç aya ertelenmelidir.
- Diş ya da diş eti iltihabı gibi acil durumlarda, var olan enfeksiyonun bebeğin gelişimini dental tedavinin olumsuzluklarından daha fazla etkileyebileceği düşüncesi ön plana alınmalı ve bir
- jinekoloğun önerileri doğrultusunda dental tedavi yapılmalıdır.
- Son üç ayda tedavi için gerekli olan pozisyonları rahat alalaması ve koltukta uzun süre oturamaması nedeni ile diş tedavisi yaparken anne rahatsız olabilmektedir.
Hamilelik sırasında ekstra bir ağız diş bakımı gereklimidir?
- Günlük ağız ve diş bakımım kesintiye uğratılmamalıdır.
- Hamilelik öncesi tam bir ağız muayenesinden geçerek optimal ağız hijyenine kavuşmalı ve bunu sürdürme alışkanlığını kazanmalıdır.
- Çünkü plak birikimi, ve diş eti hastalıkları ile hamilelik sırasında oluşan hormonal değişiklikler arasında direkt ilişki vardır.
- Hamilelik sırasında oluşan hormon artışı ağız mukozasını dış etkenlere karşı özellikle bakteri plaklarına karşı daha hassa yapar.
- Günde en az iki kez diş fırçası ve diş ipi kullanarak etkili diş bakımı yapılarak plak birikimine engel olunmalıdır.
- Ağız gargaraları ya da ılık tuzlu su ile gargara yapılmalıdır. Özellikle ılık tuzlu su diş etlerini rahatlatır ve dişeti hassasiyetini azaltır.
Hamilelikte dental anestezi yapılabilir mi? Diş rontgeni çekilebilir mi?
- Hamilelik esnasında birçok ilacın kullanılmaması ya da kontrollü kullanılması önerilmesine karşın, dental tedavilerde kullanılan lokal anesteziklerin herhangi bir yan etkisi rapor edilmemiştir.
- Lokal anestezi kullanılmasında üretici firmanın önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir.
- Herhangi bir uyarı yoksa lokal anestezik kullanmada bir sakınca yoktur.
- Anestezi altında yapılan tedavide hasta ağrı duymayacak ve daha az stres yaşayacaktır.
- Diş çekimi yada herhangi bir müdahale için gebelik sırasında lokal anesteziklerin kullanılmasında üretici firmanın önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir. Herhangi bir uyarı yoksa kullanmada bir sakınca yoktur.
- Antibiyotik kullanımı özellikle Penisilin ve türevleri (amoxicilline vs. ) kullanımını bebek için herhangi bir sakıncası yoktur.
- Tetrasiklin gurubu antibiyotikler alınmamalıdır. Tetrasiklin gebelik sırasında alınırsa bebeğin dişlerinde “tetrasiklin renklenmeleri” dediğimiz renklenmeler oluşur.
- Ağrı kesici kullanmada dikkat edilmeli ve kesinlikle üretici firmanın önerilerine uyulmalıdır.
- Diş hekimliğinde kullanılan röntgen makinalarında radyasyon çok düşük seviyede olmasına rağmen hamilelerde röntgen çekiminden kaçınılmalıdır.
- Zorunluluk yoksa bu işlem doğum sonrasına ertelenmelidir.
- Eğer acil bir tedavi için kesinlikle röntgen filmi çekilmesi gerekiyorsa :
- Anneye özel koruyucu önlük giydirilmeli, hızlı film kullanarak ve düşük doz uygulaması yapılmalıdır.